20 Ekim 2015 Salı

BANA HUZURU TARİF EDEBİLİR MİSİNİZ?

Kimine göre bir nehir kenarı, kimine göre bir orman rüyası. Kimine göre sonsuz gibi görünen deniz veya okyanusun seyri, kimine göre bir çift göze dalmak. Kimine göre sevgilinin yanı, kimine göre koltuğa uzanıp televizyon izlemek...

Önceleri bu ve buna benzer bir çok şey söylenirken en başa şimdi barış temennisi eklendi huzur tarifine. İnternette okuduğum "Eskiden yokluk vardı; ama huzur daha çoktu."  sözü geldi aklıma. Huzur sağlamaya saraylar yetmeyince haliyle insanlar iki oda bir minik sofalı, önünde asma, meyve ağaçları ve bolca çiçek dikili evleri hasretle arar oldu. O evler ki kıt imkanlarını komşularıyla hatta mahallenin kedi köpeğiyle paylaşan, uçan kuşu düşünen evler. Gel de arama, gel de özleme o evde yaşayan insanları, o evlerden taşan insanlığı...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder