Kadın konuları hikayelerin 2. kahramanı Pürlen Kurtböke için planlanan İstanbul ziyaretlerimin ilkinde çektiğim fotoğrafları paylaşayım istedim.
yetinmek mümkün değil.
Eylül 2013'e rastlayan İstanbul seyahatimde çok taze Taksim Gezi Parkı Direnişi'nin izleri vardı. Memlekette gavur gibi yaşamak evde misafir gibi yaşayan aile bireylerinin durumuna benziyor. Televizyonlar penguenlerle geçiştirdi ve sanki her şey yolundaymış, bir iki kişi feryat edip tatsızlık ediyormuş yanlış algısı yaratmaya çalışarak yayınladıysa da bir gerçek vardı ortada; memlekette çözülmeyi bekleyen bir çok sorun, çözümsüzlük ve kaosla beslenen anlayışa isyan hat safhada ve sanıldığından çok fazla sayıda insan isyanda,bunları görmeyen, gördüklerini çarpıtan ya da kafasını diğer tarafa dönen, olmadı bölen bir zihniyet var. Haksızlık gördüğümde arkamı dönmek, görmezden gelmek hiç tarzım olmadı. Kan revan, yıkım, ölüm ve şiddet fotoğrafları yayınlayıp insanları kışkırtmayı uygun bulmasam da hiç değinmeden geçemeyeceğim.
İstanbul'a gelen herkesin deniz kenarında yürümeyi seveceğinden eminim; ama bir de denizden şehre bakmalarını öneririm. Bunun en iyisi tekne turu olsa da feribot da fena bir alternatif değil...
Bir şehri sevmek; kedisini, köpeğini, kuşunu, martısını sevmek demektir aynı zamanda. Her canlının sevilmeye gösterdiği tepki hemen hemen ortaktır. Mutluluk...
Bir paylaşıma sığdırılamayacak şehir İstanbul. Daha bir çok güzelliğini paylaşmaya devam edeceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder